Joanna Bocheńska & Karwan Fatah-Black 41. Sayı / 3:00
Görev Başındaki Adam: Abdullah Jalal Fatah ve 1978'de Polonya’da Kürt Kültürü Üzerine Doktora Tezi

Görev Başındaki Adam: Abdullah Jalal Fatah ve 1978'de Polonya’da Kürt Kültürü Üzerine Doktora Tezi

İngilizceden Çeviren: Gülten Okçuoğlu

Süleymaniyeli bir Kürt öğrenci olan Abdullah Jalal Fatah, 1978 yılında Varşova Üniversitesi Sosyal Çalışmalar Bölümü’ne bağlı Sosyoloji Enstitüsü’nde doktora tezini savundu. Polonyalı sosyolog Józef Chałasiński danışmanlığında, Lehçe yazılan tezin başlığı “Problemy rozwoju i upowszechniania kultury kurdyjskiej w Iraku” (Irak’ta Kürt Kültürünün Gelişimi ve Yaygınlaştırılması) idi.  Abdullah J. Fatah, tezini savunduktan kısa bir süre sonra Polonya’dan ayrıldı. Farklı ülkelerde çalışan Fatah, 1985 yılında Tahran’daki bir mülteci kampında, erken yaşta vefat etti. Fatah’ın tezi, Polonya Üniversitesi’nde savunulan ilk Kürt çalışmaları doktora teziydi. Ancak yakın zamana kadar, bu konu üzerine çalışan Polonyalı araştırmacılar ve gazeteciler tarafından bile hiç bilinmiyordu.
   Abdullah J. Fatah 29 Şubat 1936’da Jalal Fatah ve Shamsih Hussein’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Süleymaniye’de liseyi bitirdikten sonra Bağdat’ta eğitimini sürdürdü. 1960’larda Teknik Hazırlık Okulu’ndan (Preparatory Technical School) mezun oldu. Daha sonra, muhtemelen oraya taşınmak amacıyla, Doğu Almanya Büyükelçiliği’nde diplomasını tasdik ettirdi. Lakin sonunda Batı Almanya’ya gitti ve Hannover’daki Telefunken gibi çeşitli şirketlerde ve enstitülerde staj eğitimine başladı. Büyük olasılıkla, bir şirkette çalışmak onun en büyük tutkusu değildi.
   1964 yılında, Hannover’da gerçekleşen Avrupa Kürt Talebeleri Cemiyeti (Kurdish Students’ Society in Europe, KSSE) kongresinde Fatah, Süleymaniye’den eski  dostu Ali Ghafur ile karşılaştı. Ghafur, KSSE’nin Polonya şube başkanıydı. Nüfuz sahibi biri olan Ali Ghafur, Fatah’ı Polonya’ya taşınması konusunda cesaretlendirdi ve üniversiteye girmesi için yardımcı olacağına söz verdi. Sol eğilimli genç bir Kürt entelektüel için Polonya’ya gitmek büyük bir fırsat olmalıydı çünkü bu, komünizmi ilk elden deneyimlemek anlamına geliyordu. 1973 yılında Abdullah Jalal Fatah, Lodz Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladı. Prof. Jan Lutyński danışmanlığında Lehçe yazılan yüksek lisans tezinin başlığı “Kürtlerin Ulusal Bilincinin Belirleyicileri” idi. Daha sonra, Prof. Józef Chałasiński danışmanlığında doktora projesine başladı. 1978 yılının başında Fatah, Varşova Üniversitesi’nde “Problemy Rozwoju i Upowszechniania Kultury Kurdyjskiej w Iraku” (Irak’ta Kürt Kültürünün Gelişimi ve Yayılması) adlı doktora tezini savundu.
   On dokuzuncu yüzyılda her ne kadar Kürtler ve Kürt kültürü üzerine çalışan Rus diplomat August Kościesza-Żaba (Jaba) veya Aleksander Chodźko gibi Polonyalılar olsa da bu çalışmalar bir Polonya devleti olmaması nedeniyle Rusya ve Fransa’da yayınlandı ve bu durum Polonya’da Kürt çalışmalarının kurumsallaşamamasına neden oldu. İngilizceden çevrilen ve 1969’da Polonya’da yayımlanan Kürtlere ait ilk kitap, ünlü Kürt siyasi lider Abdul Rahman Qasimlo’nun (ilk olarak 1965’te Çekoslovakya’da yayımlanan) Kürtler ve Kürdistan kitabıdır. Bu yüzden de Fatah’ın tezini, Polonya Üniversite’sinde hazırlanan ve savunulan ilk bilimsel çalışma olarak dikkate alabiliriz. Bu, Polonya’daki modern Kürt çalışmaları tarihinin başlangıcının, uzun yıllar boyunca düşünüldüğü şekilde Leszek Dzięgiel’in Jagiellonian Üniversitesi’nde hazırladığı “Çağdaş Irak Kürdistanı’nın modernleşmeye maruz kalan kırsal topluluğu” (1981) adlı tez çalışmasıyla değil, Fatah’ın çalışması ile başladığı anlamına geliyor.
  1978 yılında, Kürt meselesiyle ilgili henüz çok fazla yayın yapılmamıştı ve yapılan çalışmalardan sadece birkaçı Kürtler tarafından yazılmıştı. Sovyetler Birliği’nde yayınlanan çalışmaların çoğu doğal olarak komünist ideolojinin izlerini taşısa da büyük bir ihtimalle Sovyetler Birliği, Kürt Çalışmaları ve Kürt akademisyen yetiştirme konusunda liderdi. Gerçi Sovyet Kürdologlar, çoğunlukla dil, folklor ve klasik Kürtçe metinler üzerine odaklanmışlardı. Bu nedenle Fatah’ın tezi, son derece ideolojik olsa da sosyal bilime dayanan ve Kürt toplumunda meydana gelen modern dönüşümlere odaklanan bir çalışma olarak da ön plana çıkıyor. Ali Ghafur’a göre bu çalışma, Polonya’da okuyan diğer Kürtler için de çok şey ifade ediyordu ve bu öğrenciler çalışmasını bitirmesinde Fatah’a destek olmaya çalıştılar. *
   Fatah’ın tezi, insanları “geri kalmış” ve “feodal” gerçekliklerinden kurtaran bir eğitim ve yetiştirme gayretini temsil ediyor. Bu nedenle tez çalışmasında entelektüel; toplum lideri, “görev başındaki adam” olarak algılanıyor ve bu noktada Fatah’ın danışmanı Chałasiński’den etkilendiği görülüyor. Ayrıca, Fatah kendisini de açık bir şekilde “görev başındaki adam” olarak düşünüyordu. Fatah’ın temel amacı; Kürt kültürünü “geliştirmek ve yaymak” için modern bir program sunmak gibi görünüyordu. Fatah tezinde birçok defa genç Kürt entelektüellerinin rolünü ortaya koyarken, Arap ya da Kürt siyasi liderlerden neredeyse hiç bahsetmiyordu.
   İlginç bir şekilde bu tez, merkezi Irak makamları ve Kürt liderleri arasında 1970 yılında imzalanan Barış Antlaşması’na eşlik eden coşkuyu yansıtmaktadır. Bu antlaşma kâğıt üzerinde Kürtlere, demokratik özerklik ya da geniş kültürel haklar tanısa da bu haklar hiçbir zaman uygulanmadı ve 1974 yılında savaş yeniden patlak verdi. İran ve Irak arasında 1975 yılında imzalanan Cezayir Antlaşması ile Kürtler İran’ın desteğini kaybetti. Bunun sonucunda da Kürtler hem başarısızlık duygusu yaşadı hem de Kürt hareketi iki farklı siyasi birime bölündü (Kürdistan Demokrat Partisi/KDP ve Kürdistan Yurtsever Birliği/KYB). Bu sebeple, 1978 yılında iyimser olmak için oldukça az neden vardı. Bu da düşünüldüğünde bir ihtimal Fatah, tezini daha önce tamamlamış (1975/1976) olmasına rağmen ancak 1978 yılında savunabilmişti.
   Ayrıca bu tez, komünist ve milliyetçi ideolojinin güçlü etkisini taşımaktadır. Sovyetler Birliği’nin rehberliğinde, gelişmekte olan ülkeleri bekleyen mutlu bir sosyalist geleceğe ve bu ülkelerin samimi kardeşliklerine olan güçlü bir inancı ifade ediyor. Kötü şeyler, geri kalmışlık ve emperyalizm (çoğunlukla İngiliz kökenli) ile ilişkilendiriliyor. Tez çalışmasında, Kürt bağımsızlığı konusunda doğrudan bir talep olmasa da Kürt milliyetçiliği, bu çalışmanın her bir hücresine yayılmış durumda. Ulusların insanlık için sosyal ve ahlaki anlamından bahseden Chałasiński’den (1968) ilham alan ve konusu modern Kürt ulusu inşa etmede kültürün rolü olan Fatah’ın tezi bu anlamda milliyetçilik ile zaten bağlantılıdır.
   Polonya akademisinin renkli karakterlerinden biri olan Józef Chałasiński’nin biyografisini ve akademik çalışmalarını incelemek, komünist rejime hizmet eden Polonya akademisi hakkında birçok basitleştirilmiş yargının ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir. Rejimle birçok defa işbirliği yapmasına rağmen Chałasiński bir şekilde bağımsızlığını korumayı başardı. Farklı sınıflar arasındaki sınırları ortadan kaldırarak modern sosyalist Polonya ulusu kurma fikrini ortaya koydu. Toplumun liderleri olarak gördüğü entelektüellere ve kültürün birleştirici rolüne özel önem atfetti. Elitist kültüre karşı olan Chałasiński, Polonya kültürünü, eğitimini ve bilimini geliştirmek için kitlesel katılım çağrısında bulundu. İlginç bir şekilde, Chałasiński tarafından çalışılan bu konuların birçoğu Fatah’ın Kürt ulusuyla ilgili tezinde de keşfedilebilir.
   Kırk yıl sonra, özellikle birçok kaynağa çok daha iyi erişim imkanının sağlandığı bir dönemde Fatah’ın tezinin bölümlerini okumak, açık bir şekilde tezin ilk iki bölümünün zamana yenik düştüğünü ortaya koyuyor. Her iki bölümde de ideolojiyi gereğinden fazla kullanarak sadece genel bilgi veriyor. Ancak, tezin üçüncü ve dördüncü bölümleri ilginçtir. Ayrıca çalışmanın temsil ettiği şey sadece sosyal ve kültürel gerçekliğin bilimsel analizi değil, bir “manifesto” ya da “değişim için yol haritası”dır. İlginç bir şekilde, Chałasiński’ın kitapları da Polonya gerçekliğinde birçok değişikliğin yapılması gerektiğini söylüyordu. O dönem için bu söylem, “angaje olan sosyalist Polonyalı bilim insanları” için tipik bir durumdu. Tez dört tematik bölüm ve üç ekten oluşmaktadır (Süleymaniye Üniversitesi Kanunu, Arapça olarak Irak Bilim Akademisi Kanunu, Arapça ve İngilizce olarak Kürt Bilimler Akademisi Kanunu).
   İlk bölüm tarihle ilgilidir. Bu bölümde bir ulusun “ezeli duygusu” ortaya konmaktadır. Fatah, Kürtlerin varlığını antikiteye kadar bile götürür. Gerçi, unutmamalıyız ki Benedict Anderson’ın uluslar hakkındaki düşüncelerimizde devrim yaratan kitabı Hayali Cemaatler, 1983 yılında yayımlandı ve Fatah’ın da tezinde alıntılar yaptığı, danışmanı Chałasiński’nin Kultura i Naród (Kültür ve Ulus, 1968) kitabında “ulusların” sadece modern köklerine değil eski köklerine de referans bulunuyordu. Modern milliyetçi dil veya “Bağdat’taki merkezi hükümet” gibi birçok modern terim ve ifade geçmişe özgürce yansıtılıyor.
   İkinci bölüm, Fatah’ın farklı çalışmalara özellikle Chałasiński’in yayınlarına dayanan, teorik yaklaşımlarını sunar. Fatah’ın vurguladığı gibi danışmanı Chałasiński, “ulusal kültür, kültür ve ulus arasındaki ilişki ve kültürün ulusun bütünlüğü içindeki rolü” üzerine yoğun bir şekilde çalıştı (Fatah, 1978). Dahası Fatah, Kürtçenin farklı lehçelerinden tek bir edebi dilin oluşturulması için çağrıda bulundu. Bunun için de, mümkün olan bütün standartlara uyduğu için Kürtçenin Süleymaniye lehçesini önerdi.
   Üçüncü ve dördüncü bölümler, Irak resmî yıllıklarından alınan bazı istatistiksel bilgiler sunmaktadır (1974, 1975, 1976). Örneğin farklı Kürt şehirlerinde kaç okul olduğunu (üçüncü bölüm) ya da kütüphane sayısını ve bu kütüphanelerdeki eserleri (dördüncü bölüm) öğrenebiliriz. Her iki bölüm de hem Fatah’ın erişebildiği kaynaklara hem de kendi gözlemlerine dayandığı için daha güvenilir bilgi sunmaktadır. Fatah’ın fikirleri ve önerileri, problemlerin analizlerine ve eksikliklere dayanıp somut çözümler sunar. Örneğin Mart Manifestosu’nun (1970) bir sonucu olarak kurulan Süleymaniye Üniversitesi ve Kürt Bilim Akademisi, Fatah’ın dikkatli incelediği konulardan biridir. Fatah Kürt Akademisi’ni, dil ve edebiyata olan sınırlı ilgisi ve Kürdistan’da değil de Bağdat’ta olması nedeniyle eleştirdi. Süleymaniye Üniversitesi’nin Kürtçe yerine Arapça ve İngilizce kullanması da başka bir eleştiri konusu oldu. Dördüncü bölümde tiyatro, sinema, radyo, güzel sanatlar ve kütüphaneler gibi Kürt modern aktiviteleri hakkında ilginç bilgiler bulunmaktadır. Üçüncü bölümde olduğu gibi, Fatah bu bölümde de birçok eksikliği tanımlamakta ve iyileştirme planı sunmaktadır. Fatah’ın iletmek istediği iki temel mesaj vardır. ilki, Kürtlerin başarılı kültürel politik temeller oluşturabilmeleri için birbirleriyle ve Kürt kurumlarıyla işbirliği yapmaları gerektiğidir. İkincisi, Kürt akademisyenlerinin ve entelektüellerinin kırsal bölgelerdeki ve şehirdeki insanlarla temas halinde olması zorunluluğudur. Ayrıca Fatah, bu iki grubun çalışmalarının uzak bir ofiste kâğıt üzerinde değil, alan araştırması temelli olması gerektiğini belirtir.
   1978 yılında, Abdullah J. Fatah Polonya’yı terk ederek Cezayir’e gitti ve 1981 yılına kadar orada bir üniversitede çalıştı. Daha sonra Irak Kürdistan’ına döndü ve Hewlêr’deki Selahaddin Üniversitesi’nde ders vermeye başladı. Ancak, kısa bir süre sonra Baas rejiminin baskılarından kaçmak zorunda kaldı ve birçok kişi gibi İran’a kaçtı. Nisan 1985’te Tahran’da bir mülteci kampında öldü.
   Tezden çıkan Fatah portresi merak uyandırıyor. Kürt halkı için yaşama ve çalışma arzusuyla dolu birini görüyoruz. Yetenekli, enerji dolu ve yaratıcı fikirleri olan biri… Ayrıca Fatah; insanlara yakın olmanın, modern ağlar ve bağlar oluşturmanın, devletlerin ve hükümetlerin baskıcı politikaları dahil olmak üzere birçok engelin üstesinden gelmeye yardımcı olabileceğine inanıyordu. Açıkça görülüyor ki, danışmanı Józef Chałasiński ile birçok özelliği ve fikri paylaştı. Lakin, bu basit bir aktarım gibi görünmüyor. Her ikisi de “angaje” entellektüel tipini temsil ediyordu. Şehir ve taşra arasında temas kurma çağrısında bulundular ve toplumun tüm sınıflarını temsil etmesi ve onları bütünleştirmek için harekete geçmesi gereken, çok demokratik hatta halkçı bir ulusal kültür vizyonu geliştirdiler.

Fatah’ın 1978’de Varşova’daki savunması (üstte).  /  Fatah’ın öğrenci kartı.


KAYNAKÇA
Chałasiński, Józef. 1968. Kultura i naród: studia i szkice, Warszawa: Książka i Wiedza.
Dzięgiel, Leszek. 1981. Rural community of contemporary Iraqi Kurdistan facing modernization. Studia i Materiały, Nr. 7, Agricultural Academy in Krakow.
Fatah, Abdullah J. 1978. Problemy Rozwoju i Upowszechniania Kultury Kurdyjskiej w Iraku, unpublished PhD, Warsaw University. Ghassemlou, Abdul Rahman. 1969. Kurdystan i Kurdowie. Warszawa: Książka i wiedza.
* Ali Ghafur ile yapılan bireysel görüşme, Mayıs 2019.


Devamı Kürt Tarihi Dergisi'nin 41. Sayısında

  • Bu içeriği paylaşmak ister misiniz?