İngilizce yayınlanışından 44 yıl sonra Türkiye okuyucularına ulaşan bu kitabın* önsözüne, yazarı kısaca tanıtarak ve ikili bir trajediye değinerek başlamayı diliyorum. Abdurrahman Qasımlo 1930’da Urmiye’de varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 1945’te, daha delikanlılık yaşlarında, Yekîtiya Ciwanên Demokratên Kurdistan’ın (Kürdistan Demokrat Gençleri Birliği) üyesi oldu. 1948’de eğitim için Fransa’ya geldi ve burada Kamıran Bedirxan’la tanıştı. Kısa bir süre sonra ekonomi öğrenimini yapmak üzere Çekoslovakya’nın başkenti Prag’a gitti. Musadek döneminde yeniden canlanan Kürd siyasi faaliyetlerine katıldı, ama monarşinin kanlı restorasyonundan sonra yeniden İran’dan ayrılıp Çekoslovakya’ya yerleşti. 19611978 yılları arasında doktorasını savunduğu Prag Ekonomi Fakültesi’nde ders verdi. 1960’lı yılların ortalarına kadar İran Komunist Partisi Tudeh’e oldukça yakın (hatta, bazı rivayetlere göre üye1 olan Qasımlo, 1968’de Dubçek’in başlattığı Prag baharı demokratik hareketine katıldı, bu hareketin Sovyet tanklarıyla bastırılmasından sonra kendisi gibi üniversite profesörü olan eşiyle birlikte görev den uzaklaştırıldı. 11 Mart 1970’te Barzani ile Saddam arasında imzalanan Kürt özerkliği anlaşmasının yarattığı barış ortamında Bağdat’a yerleşti ve orada Devlet Planlama Müdürü görevine getirildi. 1970 yılında İran KDP’sinin Merkez Komitesi’ne, 1973’te de genel sekreterliğine seçildi. Kürdlere karşı savaşın yeniden başlatıldığı 1974 baharında Bağdat’tan ayrılıp yeniden Prag’a yerleşti. Orada bir süre meslek yasaklısı olarak yaşadıktan sonra Fransa’daki dostlarının davetiyle 1976’da Paris’e yerleşti ve Doğu Dilleri Ulusal Enstitüsü’nde Kürt dili ve edebiyatı öğretim görevlisi oldu. Görevinin yanında yaklaşan İran Devrimi’nin hazırlıkları için partisini yeniden düzenledi ve 1978 sonbaharında gizlice Kürdistan’a döndü. 1979-1989 arasında İran Kürd hareketinin en önde gelen lideri olan yazar, 13 Temmuz 1989’da Viyana’da İran ajanları tarafından öldürüldü