Adnan Çelik 41. Sayı / 9:00
Demir Perde'nin Batı Yakasında "Kürt-Dostu" Anti-Komünist Bir Kurum Beynelmilel Kürdistan Cemiyeti

Demir Perde'nin Batı Yakasında "Kürt-Dostu" Anti-Komünist Bir Kurum Beynelmilel Kürdistan Cemiyeti

Adnan Çelik (Science Po Lille, Doktora Sonrası Araştırmacı)

Demir Perde’nin her iki yakasındaki ülkelerde örgütlenen Avrupa Kürt Talebeleri Cemiyeti (Kurdish Students’ Society in Europe, KSSE), Paris’teki Centre d’Etudes Kurdes (Mijûlgeha Kurdî – Kürt Çalışmaları Merkezi) ve Kürt Devrimi Dayanışma Komitesi (Comité de Solidarité à la Révolution Kurde, CSRK)1 ile birlikte Kürt mücadelesinin savunulması ve duyurulması açısından 1960’lı yıllar boyunca Avrupa’daki Kürt aktivizmi ve çalışmalarına damgasını vuran en etkili kurumlardan biri de Beynelmilel Kürdistan Cemiyeti (International Society Kurdistan, ISK) idi. 

  Bu yazıda çok genel hatlarıyla Beynelmilel Kürdistan Cemiyeti’ni; kurucusu, başkanı ve en etkin üyesi olan Silvio van Rooy’u ve bu cemiyetin Soğuk Savaş süresince kendisine belirlediği anti-komünist misyon çerçevesinde yürüttüğü faaliyetleri ele alacağım.2 2019 sonbaharında van Rooy’un Amsterdam’daki Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nde tutulan kişisel arşivlerini ayrıntılı bir şekilde inceleme olanağı buldum. Bu arşiv 1960’lar boyunca hem ISK’nın tarihini hem de van Rooy’un kişisel bağlantılarını yansıtması açısından önemli. Özellikle 1960’larda çok aktif olan ISK, başta KSSE olmak üzere Kürt aktivizmi ve Kürdoloji alanındaki kişi ve kurumlarla çok güçlü ilişkilere sahipti. Kuruluşundan beri yayınladığı Kurdish Facts (Kürt Gerçekleri) isimli dergi aracılığıyla da Kürtlerle ilgili politik gelişmeleri ve Kürdoloji alanındaki yenilikleri okuyuculara hızlıca duyuruyordu. 

 
Silvio van Rooy’u (en sağdaki) 1960’ta Amsterdam’da ziyaret eden Kamûran Bedîrxan ve eşi Natacha d’Ossovetsy. Silvio van Rooy Arşivi’nden

“Têkoşerê gelê Kurd heval Silvio van Rooy”3

1924 yılında Rotterdam’da doğan Silvio Eugenius van Rooy, profesyonel bir yayıncı, serbest gazeteci ve aynı zamanda Amsterdam Belediyesi arşiv bölümünde de memurdu. Bazen Hans Weerd takma ismini de kullanan van Rooy hem Hollanda’da hem de yabancı gazete ve dergilerde, başta Doğu Avrupa, Sovyetler Birliği ve Çin olmak üzere din ve azınlık meseleleri üzerine makaleler yazıyordu.

Silvio van Rooy II. Dünya Savaşı esnasında işgal edilen Hollanda’da Nazilerle iş birliği yapmış, savaş sonrasında yargılanarak üç yıl hapis yatmıştı.4 1946’da tutuklanan van Rooy 1949’da tahliye oldu.5 Hollanda İç Güvenlik Servisi’nin 1951 tarihli “gizli” ibareli bir istihbarat raporunda Silvio van Rooy’un II. Dünya Savaşı esnasında Nazi istihbarat kurumu Sicherheitsdienst (SD) için tercümanlık yaptığı belirtiliyor ve 1950’li yıllarda Nazizm’den “halkların milliyetçiliğine” kayan sosyalizm karşıtı bir yönelim yaşadığı vurgulanıyordu.6 

Van Rooy, Kürtlere dair ilk makalesini 1950’lerin ortasında Amsterdam’daki bir günlük gazete için yazmıştı. 1962’de P. R. Hilmi’ye gönderdiği bir mektupta yazdığına göre ISK’nin kurulma kararını, Dr. Kamuran Bedirxan’ın 1959’da Viyana’daki bir otelde “Kürtlerin ve Kürdistan’ın trajik kaderi hakkında” yaptığı bilgilendirme sonrasında aldı.7 1 Temmuz 1960’ta Amsterdam’daki bazı gazeteci dostlarıyla birlikte ISK’yi kurdu ve cemiyetin ilk başkanı oldu. Cemiyetin resmî kuruluş duyurusunu ise aynı yılın Ağustos ayında Batı Berlin’de gerçekleşen KSSE yıllık kongresinde yaptılar. Kongrede ateşli bir konuşma yapan van Rooy, Kürtçe “Salar” ismi ile “vaftiz edilir”. Bu tarihten itibaren özellikle Kürt öğrenciler ile mektuplaşmalarında kendisine hep bu isimle hitap edilir. 

Van Rooy’un Avrupa’daki öğrenci ağırlıklı Kürtlerle ilişkileri çok yoğun mektuplaşma, onları Amsterdam’a davet etme, KSSE kongrelerine katılma şeklinde olmuş fakat 1960’ların ikinci yarısında giderek zayıflamış, küskünlük ve karşılıklı suçlamalara kadar varmıştır. 1960’lar boyunca en fazla yazıştığı Kürtler arasında öne çıkan isimler şunlardı: Kamuran Bedirxan, İsmet Şerif Vanlı, Nurettin Zaza, Abdullah Kadir, Kemal Fuad, Cemal Nebez, Wirya Rewanduzi, Hemreş Reşo, Sadi Dizayee, Ihsan Fuad, Cemal Alemdar, Omar Dizayee, Dara Attar, Omar Sheikhmous, Ali Uthman. Bunların çoğu KSSE’nin içinde aktif çalışan ve ekseriyeti Güney Kürdistan’dan gelen Kürt öğrencilerdi. Yine Amerika’da sürgünde bulunan Mustafa Remzi Bucak ve oradaki Kürt öğrenci derneğinin başkanı Şefiq Qazzaz ile de sıklıkla yazışıyordu. Mektuplaşmaların içeriği genel olarak KSSE’nin faaliyetleri ve Irak’taki Kürt direnişi ile ilgili güncel gelişmelerdi. 

Silvio van Rooy’un ISK’yi kurma amacı ve kişisel angajmanları onu ilk günden beri koşulsuz şartsız Barzani’yi desteklemeye götürmüştü. KSSE içindeki komünist ve Talabani yanlısı gruplardan çok rahatsızdı. Komünist öğrencileri Sovyet aparatı, Talabani’yi ise “İngiliz ajanı” olarak görüyordu. İsrailli bir gazeteciye verdiği röportajda Barzani’nin anti-komünist ve Batı yanlılığını çok önemli buluyor, onun mutlaka desteklenmesi gerektiğini belirtiyordu. Nitekim 1965 ve sonrasında günden güne yükselen Barzani-Talabani geriliminde şaşmaz bir şekilde hep Barzani’yi savundu. Bu sebeple Kamuran Bedirxan’dan sonra mektuplaşmalarının koptuğu ilk kişi KSSE başkanı Kemal Fuad’dır. 1960’ların ikinci yarısında Talabani yanlısı Kürt öğrenciler ile van Rooy arasındaki iletişim kopma noktasına gelir ve Kurdish Facts dergisinde Talabani aleyhine çokça yazı çıkar. Talabani yanlısı öğrenciler ise özellikle 1968’den itibaren Silvio van Rooy ile ilişkilerini kesin bir şekilde bitirme kararı alırlar ve van Rooy’u “Nazi işbirlikçisi” olarak teşhir etmeye başlarlar.8 

Van Rooy’un KSSE içindeki Irak Komünist Partisi’ne yakın öğrencilerle çatışması ise cemiyetin İsrail’in 1967 sonrası politikalarına yönelik tavrında ortaya çıkar. KSSE’nin İsrail “emperyalizmi”ne yönelik kınama bildirilerini9 “Arap milliyetçiliğine hizmet” olarak değerlendiren van Rooy, cemiyetin bu tavrını yanlış bulur ve Kürtlerin “Arap emperyalizmi” karşısında daha doğru bir tutum takınması gerektiğini vurgular. Kürt öğrenciler ise bu süreçte gittikçe van Rooy’u “İsrail yanlısı” ve “Arap karşıtı” olarak yorumlarlar. Aynı dönemde Paris’teki Maoist eğilimli Kürt Devrimi Dayanışma Komitesi (CSRK) başkanı J. P. Viennot ile de münakaşaya giren van Rooy, bu komiteyi de Arapları kayıran “İsrail düşmanı” olarak değerlendirir. Kürtlerin de o dönemdeki ana akım sol ile benzer bir itiraz çerçevesi geliştirmesi van Rooy’da hayal kırıklığı yaratır ve sürekli bu tutumu sorgulayan argümanlar, bakış açıları önerir. 

 

Beynelmilel Kürdistan Cemiyeti

ISK kendisini “parti dışı, dünya çapında bir demokratik eylem grubu” olarak tanımlıyor ve kuruluş amaçlarını şöyle sıralıyordu: “Kürdistan hakkındaki gerçekleri toplamak ve yaymak; Kürt ulusuna kendi demokratik bağımsızlık mücadelesinde yardım etmek ve Kürtlerin kendi aralarında, komşularıyla ve diğer bütün milletlerle dostane ilişkilerin kurmasını teşvik etmek.”10 

Cemiyet kısa bir sürede yaklaşık otuz ülkeden yüz üyeye ulaştı fakat ilk beş yıl herhangi bir yasal statüsü olmadan çalışmalarını yürüttü. 1965’te yaptığı resmî başvuru ile Internationalen Gesellschaft Kurdistan (IGK) ismiyle Hollanda kanunlarına göre kayıtlı resmî bir cemiyet unvanına kavuştu.11 

Kuruluşundan yaklaşık üç hafta sonra KSSE’nin Batı-Berlin’deki 5. Kongresine katılan ISK, bu tarihten itibaren yaklaşık on yıl boyunca hem çıkardığı Kurdish Facts isimli dergi hem de cemiyet başkanının mektuplaşma yoluyla yüzlerce Kürt öğrenci, entelektüel, siyasetçi, Kürdolog, gazeteci ve yayıncı ile oluşturduğu devasa iletişim ağı sayesinde, Avrupa’daki Kürt çalışmaları alanının en yoğun-bağlantılı adresi haline geldi. 

Cemiyetin 1960-1970 arası dönemde gerçekleştirdiği çalışmaları, beş ana başlık altında toplamak mümkün: Yayıncılık faaliyetleri, kütüphane ve arşiv derleme, müzik ve coğrafya departmanları, sergiler, politik aktivizm, dayanışma ve insani yardım.

Yayıncılık  Faaliyetleri

Cemiyetin en etkili olduğu alanlardan biri yayıncılık idi. Bunların başında Silvio van Rooy’un editörlüğü ile başlayan ama 1960’ların sonunda yeni eş-editörlerin de dahil olduğu Kurdish Facts and West-Asian Affairs ismindeki dergi 1970 yılının başına kadar geriye toplamda 1400 sayfa civarında bir külliyat bırakan en az 92 sayı yayınlandı. ISK’nin başkanı van Rooy, Kurdish Facts için “Kürtler ve Kürdistan hakkındaki tek dergi” diyordu.12 Dergi dönemin koşulları ve ihtiyaçlarını da gözeterek son derece işlevsel bir içerik barındırıyordu. Bir yandan Avrupa ve Amerika’daki basın büyük bir dikkatle izlenerek Kürtler ile ilgili güncel siyasal gelişmeler hakkında ayrıntılı haberler; öte yandan özellikle Avrupa merkezli Kürt politik ve kültürel aktivizmi ile Kürdoloji alanındaki gelişmeler, yeni yayınlar hakkında bilgi veriliyordu. 

1960’ların başından beri Kurdish Facts’te hazırlandığı duyurusu yapılan ve nihayet 1968 yılında dergi editörlerinden Silvio van Rooy ve Kees Tamboer tarafından iki cilt şeklinde yayınlanan ISK’s Kurdish Bibliography13 çalışması o güne kadar Kürtler, Kürdistan ve Kürdoloji sahası üzerine yapılmış en geniş kapsamlı bibliyografya idi. Kırk dilden yaklaşık 10.000 referansın yer aldığı bibliyografya, 1960’tan beri ISK’nin (esasında van Rooy’un) dünyanın dört yanındaki Kürdologlar, kütüphaneler ve arşivler ile yaptığı yazışmalarla biriktirdiği muazzam bir emeğe dayanıyordu.

Kürt ulusal hareketinin birliğini ve geleceğini ortak bir alfabede gören van Rooy bunun için de Latin alfabesine dayanan “Hawar alfabesi”nin ideal olduğunu düşünüyordu. Nitekim cemiyet ilk Kürtçe yayınını da Hawar alfabesiyle yapacaktı. Hemreş Reşo’nun Kürtçenin Kurmancî lehçesinde yazdığı şiirleri, Almanca çevirileri ile birlikte “Bakur – Nordwind” başlığıyla 1967 yılında ISK yayınlarından çıktı.14 

Yine Alan Ward’ın 1960 yılında Diyarbakır Maarif Koleji’nde İngilizce ve Matematik öğretmenliği yaptığı süreçte yürüttüğü saha araştırmasına dayanarak15 yazdığı Elements of Kurdish ve Heciyê Cindî tarafından Erivan’da derlenen Mem û Zîn’in bir versiyonunun İngilizce çevirisi de Mem û Zîn: the Kurdish national epic16 ismiyle ISK tarafından yayınlandı. 

Hemreş Reşo’nun Isk Tarafından Kürtçe ve Almanca Dillerinde Yayınlanan Bakur – Nordwind İsimli Şiir Kitabının İlk Taslağı. / Silvio Van Rooy Arşivi’nden
 

Kütüphane ve  Arşiv Derleme

ISK kuruluşundan beri Kürt tarihi ve Kürdistan coğrafyası ile ilgili temel kaynakları derleme ve bunlara dair bilgilendirmelerde bulunmak için bir kütüphane oluşturmayı hedefledi. Nitekim kuruluşunun hemen ertesinde Berlin’de gerçekleşen KSSE kongresinde açtığı stant ile Kürt öğrencilerin bağışladığı kitapları toplamaya başlamıştı bile… Silvio van Rooy 1960’tan itibaren Avrupa ve Amerika’daki birçok büyük kütüphane ve arşiv ile iletişime geçerek “Kürtler” ve “Kürdistan” maddeleri ile ilgili kaynaklarının referans bilgilerini ve mümkünse kopyalarını istemeye başlamıştı.17 Avrupa’daki Kürdoloji kaynaklarının yanı sıra özellikle Sovyetlerdeki bereketli Kürdoloji çalışmalarını da sürekli takip ediyor ve birçoğunu kütüphaneye istetiyordu. Bunun için Qanadê Kurdo, Margarita Rudenko, Adele Krikavova ve Celîlê Celîl gibi Sovyet Kürdologlar ile sürekli mektuplaşmaktaydı.

Cemiyetin “kurucu babalarından” Jan Kemp aynı zamanda cemiyetin kütüphanecisiydi. Özellikle Kürtçenin linguistik boyutu ile son derece ilgili olan Kemp, ISK’nin “Kurdische Zentral-Bibliothek in Europa’sini (Avrupa Kürt Merkez Kütüphanesi) kurmayı hedefliyordu. Cemiyetin kuruluşundan 9 ay sonra 200 başlıkta 1250 bibliyografik maddeyi derlemişti bile.18 

 

Müzik ve Coğrafya Departmanları 

ISK’nin kurulduğu ilk yıl, cemiyet üyelerinden Rob Maas yönetiminde bir müzik arşivi hazırlanmaya başlandı. Bu departman Kürt müziğinin yanı sıra, konferanslar ve röportajlar gerçekleştirmeyi hedefliyordu. Düzenli olarak Kürdistan üzerine radyo yayınları yayımlamaya başlayan departman yine Kürt müziğinin kayıt altına alınması ve Kürt edebiyatının çevirisi için de çalışmalar yapmayı planlıyordu.19 

ISK bünyesinde 1961 yılında bir “coğrafya departmanı” da kurulmuştu. Departman ilk iş olarak 1700 yılına ait Türk ve İran imparatorlukları arasında bölünen Kürdistan’ı betimleyen “Curdistan” adlı bir harita yayınlamıştı. Departmanın temel hedefi tüm Kürdistan’ı kapsayan bir gezi rehberi hazırlamaktı.20

 

Sergiler 

ISK Almanya ve Hollanda’da Kürtler ve Kürdistan üzerine 1961, 1962 ve 1967’de olmak üzere üç sergi düzenledi. Bu sergilerde Kürt folkloru, giysileri, Kürdistan doğası ile ilgili obje ve görsellerin yanı sıra; güncel Kürt meselesi ile ilgili durumu yansıtan fotoğraflar da sergileniyordu. 

Kurdish Days (Kürt Günleri) ismiyle gerçekleşen aynı içerikli sergilerin ikisi Almanya’da gerçekleşti. Birincisi 1961’de Oldenburg’da, ikincisi ise 1962’de Brunswick’te yapıldı. Oldenburg Belediyesi ile ISK’nin oradaki yerel temsilciliği tarafından organize edilen sergide; duvarda büyük bir Kürdistan haritası asılmıştı. Kürtler ile ilgili kitap ve dergilerden oluşan bir stant vardı. Hannover, Münster ve Viyana üniversitelerinden gelen Kürt öğrenciler Kürt ulusal kıyafetlerini giymişlerdi. Etkinlikte Batı Almanya’da müze direktörü olan Dr. Dieter Christensen Siirt ve Hakkâri yöresine ait kıyafetler gösterdi. Münih’ten gelen Güney Kürdistanlı ve Jamat-al Islam’ın Viyana şubesi başkanı Abdullah Kadir ise fotoğraflar eşliğinde Kürt sorununu anlattı. Sunumun ardından Bremen Radyosu Dr. Christensen ile Kürt müziği temalı bir yayın yaptı. Bruecke’deki “Kurdish Days” etkinliğini ISK ve KSSE’nin aktif üyelerinden Cemşid Bedirxan ve İbrahim Dizayee organize etmişti.21 

ISK’nin 1963’te organize ettiği üçüncü ve Hollanda’da “Kürtler ve Kürdistan üzerine düzenlenen ilk sergi” olma özelliği taşıyan Unknown, Kurdistan (Meçhul Kürdistan) adlı daha büyük ölçekli sergi ise yaklaşık bir buçuk ayda 6000 ziyaretçiye ulaştı. Sergi o dönemki güncel Kürt mücadelesine de büyük önem vermiş, sergide İran’daki bir Kürt siyasi tutsağın, Irak’taki direniş lideri Mustafa Barzani’nin ve diğer Kürt liderlerin fotoğrafları da asılmıştı.22

 

Politik Aktivizm, Dayanışma ve İnsani Yardım

ISK kurulduğu günden beri Kürt meselesi, özellikle de 1961’de Güney Kürdistan’da başlayan direniş hareketine güçlü bir destek verdi. Bunu basın açıklamaları, radyo programlarına katılım, üniversitelerde düzenlenen konferanslarda sunumlar gerçekleştirme yoluyla yapıyordu ve en önemlisi Kurdish Facts üzerinden Irak’taki savaş ile ilgili güncel gelişmeleri düzenli bir şekilde veriyordu. Dört parça Kürdistan’da Kürt politik aktivistlerine yönelik devlet baskısı, şiddet ve tutuklama pratiklerine karşı kamuoyunu bilgilendirmek ve onlarla dayanışmak amacıyla kampanyalar yürütüyordu. Örneğin 1960’ta Suriye’de tutuklanan Kürt siyasetçi ve entelektüellerinden Nureddin Zaza başta olmak üzere birçoğu için aktif bir dayanışma örgütledi ISK. Af Örgütü, UNESCO, Birleşmiş Milletler (BM) gibi uluslararası kurumlarla sürekli yazıştı ve Kürtlere yönelik insani yardım konusunda çabalar ortaya koydu. 

 

ISK’nin Anti-Komünist Ajandası

Soğuk Savaş’ın başlaması ile birlikte ABD öncülüğünde örgütlenen Batı’nın yürüttüğü komünizm karşıtı propagandanın iki temel silahı vardı: İslam ve milliyetçilik. İslam, Kafkasya ve Orta Asya’daki Müslüman nüfusu Moskova’dan uzaklaştırmanın bir yoluydu ve Moskova’nın yakın ilişkiler kurduğu Ortadoğu’daki laik ve milliyetçi Arap rejimleri için muhafazakâr bir karşı ağırlık oluşturulmasına yardımcı oluyordu.23 Milliyetçilik ise Üçüncü Dünya’da yükselen anti-sömürgeci ulusal kurtuluş mücadelelerini Sovyet etkisinden uzaklaştırmanın bir yoluydu. ISK’nin 1960’lar boyunca yürüttüğü faaliyetler ve van Rooy’un ISK adına genişlettiği yaygın ağ bize cemiyetin komünizm karşıtı propagandanın bu iki ayağını da ajandasına dahil ettiğini gösteriyor. Zira van Rooy’un ilk olarak 1950’lerde Ukrayna ve Çin, 1960’lar başından itibaren Güney Kürdistan ve Azerbaycan ve 1960’ların sonlarında Sudan ve Biafra için yürüttüğü çalışmalar bu ajandayla doğrudan örtüşmekteydi. Van Rooy, hazırladığı bir planda ISK’nin Kürtler arasındaki komünist propaganda tekelini kırmak için bir dizi önlem öneriyordu: Pro-komünist Kürt entelijensiyasının yönünü “anti-emperyalist” bağlama çekmek, duygusal bir milliyetçiliği öne çıkarmak, BM ve Batı hakkındaki hayal kırıklığını vurgulamak yerine Afro-Asya ülkelerinde Kürtlere yönelik “dayanışmanın” yokluğunu öne çıkarmak ve yükselen sosyalizm trendine karşılık birçok farklı sosyalizm pratiği olduğunu göstermek.24 

Silvio van Rooy komünist karşıtı İslami hareketlere de son derece ilgi duyuyordu. Örneğin CIA tarafından finanse edilen ve Kafkasya’da Müslüman göçmenlerin Avrupa’daki sorunlarıyla ilgilenen ve güçlü bir komünizm karşıtı gündemi olan Jami-at al-Islam cemiyetinin25 Viyana’daki şube başkanı Güney Kürdistanlı Abdullah Kadir ile olan ilişkileri son derece yoğundu ve kendisini ISK’nin organize ettiği bazı etkinliklere konuşmacı olarak davet ediyordu.26 

Sovyet Kürdolojisine Karşı Amsterdam’da Bir Kürdoloji Merkezi 

Silvio van Rooy militan düzeyde bir anti-komünist idi. Birçok mektuplaşma ve gizli yazışmada bu konudaki duygularını ve ISK üzerinden hedeflediklerini açıklamaktan geri durmaz. Bu anlamda ISK’nin temel hedefi siyasal düzeyde Kürt hareketini ve daha geniş anlamıyla Kürtleri “komünist tehlikeden” uzak tutmak; bilimsel düzeyde ise Sovyetler Birliği’ndeki bereketli Kürdoloji üretimi ile rekabet edecek bir Kürdoloji çekim merkezi oluşturmaktı. Siyasal düzeyde Kurdish Facts dergisi üzerinden sürekli yer yer açık ama daha çok gizli bir anti-komünist gündem geliştirdi ve Kürt milliyetçiliğini odağına alan bir diskur üretti. Burada “Arap emperyalizmi” ve “Sovyet komünizmi” Kürtler için en temel iki tehlike olarak çerçevelendiriliyordu. 

ISK 1965’te yasal bir statüye kavuştuktan sonra esas çalışma alanını Kürdoloji’ye odakladı. Bu kapsamda hem Kürdoloji temelli yayıncılık hem de kendi bünyesinde bir Kürdolog kadrosu oluşturmaya yoğunlaştı. Eski kuşaktan Fransız Thomas Bois ve İngiliz C. J. Edmonds ISK’nin kuruluş yıllarından beri Silvio van Rooy ile çok yoğun bir etkileşim içindeydiler ve her ikisi de ISK’nin resmi üyesiydi. Yine van Rooy’un “ISK-dostu” olarak tanımladığı, Joyce Blau, Tawfiq Wahby, M. Mokri gibi birçok Kürdolog vardı. Genç kuşaktan ise Polonya’dan Andrej Zaborski, Çekoslovakya’dan Adela Krikavova, Andorra’dan Alan Ward gibi isimlerle çok güçlü ilişkileri vardı. 

Van Rooy Sovyetler Birliği’ndeki Kürdoloji çalışmalarından çok yakından haberdardı. ISK’nin kuruluşundan hemen sonra bu alanda bağlantılar kurmaya başlanmıştı bile. 1960’taki KSSE kongresinde Maruf Xeznedar ile tanışmış onun üzerinden de hemen Leningrad’daki Kürdolojinin yükselen Kürt yıldızı Qanatê Kurdo ile bağlantı kurmuştu. Sonraki yıllarda da Sovyetler Birliği ülkelerinde yaşayanlar üzerinden oradaki Kürdoloji üretimlerini ISK kütüphanesinde toplamaya dair ciddi çabalar içine girdi. Kurdish Facts dergisinin neredeyse her sayısında SSCB’deki Kürdoloji yayınları ile alakalı haberler vardı. 

Sovyet Kürdolojisindeki bu muazzam genişleme bir yandan van Rooy’u hayran bırakıyor bir yandan da sürekli tedirgin ediyordu. Özellikle ISK üyesi veya “ISK dostu” Kürdologlarla yazışmalarında sürekli Sovyet Kürdolojisindeki hegemonyadan, Batı Avrupa’daki Kürdoloji çalışmalarının zayıflığından ve ISK olarak güçlü bir kadro ile Sovyet Kürdolojisi ile ciddi rekabet edebilecek potansiyelden bahsediyordu. 

Silvio van Rooy ISK bünyesinde Kürdoloji çalışmaları yürütmenin en temel gerekliliklerinden birisinin de kadroya Kürtleri dahil etmek olduğunun bilincindeydi ve bu konuda ciddi bir arayış içindeydi. Cemal Nebez, Hemreş Reşo, Nureddin Zaza ve Mustafa Remzi Bucak ile sürekli yazışıp onları Amsterdam’a yerleşmeye ve birlikte burayı bir Batı Avrupa Kürdoloji merkezine dönüştürmeye ikna etmeye çalışıyordu. Bunun için H. Reşo Berlin’den, C. Nebez Münih’ten, N. Zaza Beyrut’tan ve M. Remzi Bucak ise Amerika’dan gelip Amsterdam’a yerleşecek ve ISK bünyesinde Kürdoloji çalışmaları yürütülecekti. Fakat 1960’ların ikinci yarısındaki bu girişimlerinin hiçbiri sonuçlanmadı. 

 

Sonuç Yerine

Güney’deki Kürt direnişinin 1960’ların ikinci yarısındaki iç çatışmaları ve 1975’teki büyük yenilgi, İsrail-Filistin meselesinin Avrupa’daki Kürt ve pro-Kürt örgütlerin ideolojik yaklaşımlarında yarattığı ayrışmalar, van Rooy’un anti-komünist ve Arap karşıtı çizgisinin günden güne daha da belirginleşmesi, Nazi geçmişinin ortaya çıkması ve kendi özel hayatındaki sorunlar (1960’lar sonunda eşinden boşanması) siyasal alanda tamamen izole olmasına ve cemiyetin Kürdoloji alanında yükselen yıldızının da sönümlenmesine neden oldu. Böylece Kürt ulusal kurtuluş hareketinin yeniden ayağa kalktığı 1960’ların uzun on yılı boyunca Avrupa’daki Kürt dostu aktivizmin temel aktörlerinden olan Beynelmilel Kürdistan Cemiyeti de arşivlerin tozlu sayfalarına gömüldü.   


Beynelmilel Kürdistan Cemiyeti tarafından çıkarılan Kurdish Facts Dergisi. / Amsterdam’daki Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü’nde yer alan Silvio van Rooy Arşivi’nden
 

DİPNOTLAR

1) CSRK ile ilgili bkz. Adnan Çelik, “1960’larda Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ve Anti-Sömürgeci Gramerin Oluşumu”, Kürd Araştırmaları Dergisi, 2020, no 2, s. 57-86.
2) 2021’de yayımlamayı planladığım ISK ve Silvio van Rooy ile ilgili detaylı bir kitap hazırlığı devam ediyor. 
3) Kürt şair ve siyasetçi Hemreş Reşo’nun 1960’larda sıklıkla yazıştığı van Rooy’a yazdığı bir mektubun giriş cümlesinden.
4) Kürtçülük Hareketleri. Belgeler 1968, Ankara, Dışişleri Bakanlığı AZEM Dairesi Yayını, 1970, s. 169.
5) Hollanda İçişleri Bakanlığı’nın Batı Avrupa’daki neo-Nazi faaliyetleri ile ilgili hazırladığı 17.04.1952 tarihli istihbarat raporu, s.2.http://www.stichtingargus.nl/bvd/ambts/136329.pdf [15 Mart 2020]
6) Hollanda İç Güvenlik Servisi’nin aylık genel raporu, No 10, 1951, s.11. http://www.stichtingargus.nl/bvd/1951-10.pdf [15 Mart 2020]
7) 19.01.1962. Archief Silvio van Rooy, “Correspondentie van de ISK”, Kutu n° 34, International Institute of Social History, Amsterdam. Bundan sonra kısaca SVRA.
8) Omar Sheikhmous ile yapılan bireysel görüşmeden. 
9) “The KSSE condemns “the Israeli-imperialist aggression against the Arabs” , Shawresh (CSRK), January 1968, no 1, s. 8.
10) Kurdish Facts, No 7, June 1961, s.1. 
11) Silvio van Rooy, “International Society Kurdistan in 1966”, Kurdish Facts, December 1966, s. 6.
12) Kurdish Facts, no 1, 15 November 1960, s.2. 
13) Silvio van Rooy et Kees Tamboer, ISK’s Kurdish bibliography, Amsterdam, International Society Kurdistan, 1968.
14) Hemreş Reşo, Bakur - Nordwind, Amsterdam, International Society Kurdistan, 1967.
15) Alan Ward, “Diyarbekir and after”, Kurdish Facts, February 1968, no 2, s. 3-4.
16) Alan Ward (ed.), Mem û Zîn: The Kurdish national epic, (çev. Alan Ward), Amsterdam, International Society Kurdistan, 1969.
17) SVRA, Kutu no 27-57. 
18) “Librarian of ISK: Drs. Jan Kemp”, Kurdish Facts, June 1961, no 7, s. 10.
19) “Archive musicale de l’IGK”, Kurdish Facts, November 1960, no 1, s. 2.
20) “ISK-Section For Geography Founded”, Kurdish Facts, June 1961, no 7, p. 15.
21) Kuridsh Facts, No 4, 1962, s. 9. 
22) “ISK-Exhibition ‘Unknown, Kurdistan’ got 6000 visitors and a good press”, Kurdish Facts, July 1963, no 16, p. 8.
23) Behlul Ozkan, “Cold war era relations between West Germany and Turkish political Islam: from an anti-communist alliance to a domestic security issue”, Southeast European and Black Sea Studies, 2019, vol. 19, no 1, p. 3.
24) Van Rooy’un 9.12.1961 tarihinde F. J. Goedhart’a gönderdiği mektup eki. SVRA, Kutu no 27. 
25) Ian Johnson, A Mosque in Munich: Nazis, the CIA, and the Rise of the Muslim Brotherhood in the West, 1 edition., Boston, Houghton Mifflin Harcourt Trade, 2010, p. 153-154.
26) Cf. “Successful “Kurdish days” in Oldenburg”, Kurdish Facts and West-Asian Affairs, March 1961, no 4, p. 9.


Devamı Kürt Tarihi Dergisi'nin 41. Sayısında

  • Bu içeriği paylaşmak ister misiniz?