Çeviri: Fırat Sözeri
Sovyet devletinin gelişiminin erken tarihi farklı siyasi emeller arasındaki bir çatışma tarihiydi. Bu emeller kendini iki esas mesele üzerinden açığa vurmaktaydı. Birincisi, Sovyet devletinin varlığının ilk birkaç on yılında SSCB içinde ve dışındaki kimi siyasi yapıların ve devrimci örgütlerin oluşturduğu geniş bir ağın varlığına dayanan proleter enternasyonalizminin devrimci ve bazen idealist bir noktaya varan projesi olarak tanımlanabilir. Sözünü ettiğimiz bu proje kaba bir devrim ihracı değildi. Bu örgütler şu ya da bu düzeyde Komünist bir dünya devrimiyle bağlantılı radikal kurtuluş projeleri bağlamında ulus ötesi hatta global hedefler peşinde koştular. Bu ağ gittikçe artan hiyerarşik yapısıyla ayırt edildi. Sözü edilen kuruluşlar, hem kendisi hem de onunla bağlantılı örgütlerin, yer yer çelişkili politikaları olsa da genellikle Sovyet iktidarıyla paralel bir politika izleyen Komintern çevresinde inşa edildi.
İkinci ve daha pragmatik bir karaktere sahip olan diğer mega proje ise proleter enternasyonalizmi ve ezilenlerle dayanışma yerine Sovyet yurtseverliğine öncelik veren “tek ülkede sosyalizmin inşası”ydı. Stalin’in desteklediği ve ilham verdiği bu eğilim Komintern’i Sovyet devletinin genişlemesine hizmet eden sıradan bir örgüt haline getirmeye çalıştı.
Devrimci Sovyet rejiminin konsolidasyonu sonrası ve Komintern’in uluslararası faaliyetlerinin 30’lu yıllardaki baskıcı dönemde sınırlandırılmasından önce SSCB’de, sosyal ve insani disiplinlerdeki araştırmalara ve Doğu’nun toplumsal ve ulusal kurtuluşunun siyasi projeleriyle ilgili bilimsel uzmanlık ve bilimsel temelli projeler için de tamamen yeni ve çoğu zaman bilimsel olarak şüpheli yaklaşımların geliştirilmesine yönelik bir yönelim ortaya çıkar ve sonraki dönemde de devam eder. Bu durum Kürt araştırmalarının gelişimi ve kimler tarafından nasıl yürütüldüğü konusunda da kendini açığa vurmaktadır.