Abdurrahman , Sünni bir Kürt baba ile Hıristiyan Asuri bir annenin çocuğu olarak 1930’da Rezaiye’de (Urmiye) doğar. Sülalesinin en küçük erkek çocuğudur. Geleneksellik ile modernliği mezcetmiş ailesinde mutlu bir çocukluk geçirir. Çok dilli ve çok kültürlü bir ortamda büyür; ailenin diğer erkek çocukları gibi daha orta öğrenimini tamamlamadan beş dili (Kürtçe, Azerice, Farsça, Arapça ve Fransızca) öğrenir. Annesi ona ayrıca Asurice de öğretir.
On üç yaşındayken lise öğretmenlerinden biri Abdurrahman’a Lenin’in Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı eserini okutur. Bu metin, onun hayatının yönünü tayin eder ve Abdurrahman daha 14 yaşındayken Genç Komünistler Örgütü’ne katılır. 1946’da Qazi Muhammed’in başkanlığında kurulan Mahabad Kürt Cumhuriye ti’nin yaşadığı acı sonu, Marx’ın ve Lenin’in fikirlerinin doğrulanması olarak okur ve derinden etkilenir. 1947’de, babası tarafından, politeknik okuması için, Fransa’ya ağabeyinin yanına gönderilir. Paris’te daha önce hiç tatmadığı bir özgürlük ortamı bulur ve bütün gücünü Şah’a karşı mücadele için harcamaya başlar.