Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Paris’te İttifak ve İtilaf Devletleri arasında barış görüşmeleri başladıktan sonra İngiliz hükümeti, Kürt heyetinin kimin tarafından temsil edileceği sorusunu gündeme getirmiştir. Paris’te Şerif Paşa, Kürtler adına görüşmeleri başlattığı dönemde, İstanbul merkezli Kürdistan Teali Cemiyeti’nin (KTC) başkanı Seyit Abdülkadir ve cemiyetin başkan yardımcısı Emin Ali Bedirhan kendisiyle yakın temasa geçmiştir. Her lider bir taraftan İttifak devletleriyle, özellikle İngiltere’yle, sürekli temas halindeyken öbür taraftan Kürdistan’daki gelişmeleri, yereldeki liderler üzerinden takip etmiştir. Bu çalışma mevcut kaynaklar ışığında Kürt liderlerin, bilhassa Şerif Paşa’nın, barış antlaşması sürecindeki çalışmalarına odaklanmaktadır.
İngiltere, Fransa, Osmanlı ve Anadolu’daki Kemalistler, bahsi geçen liderler dahil güçlü bir kadroya sahip olan Kürtlerin temsil kapasiteleri olmadığını, dolayısıyla Kürtlerin meşru temsilcilerinin kendileri olduğunu iddia etmişlerdir. Resmi belgelere yansıyan bu iddialar zaman zaman Kürt tarihi üzerine yazan araştırmacılar1 tarafından da fazla sorgulanmadan kabul görmüş ve dönemin Kürt elitlerini pasif, manipülasyona açık ve kendileri hakkındaki İngiliz politikalarından habersiz olarak resmetmişlerdir. Bu çalışma, İngiliz ve Fransız arşiv belgelerine dayanmakla birlikte belgelerin büyük kısmı, Kürt liderlerin kendi kaleminden çıkan yazışmalar ve dönemin dergi ve gazetelerindeki yazılarından oluşmaktadır. Bu çalışma mevcut kaynaklar ışığında Kürt liderlerin, bilhassa Şerif Paşa, barış antlaşması sürecindeki çalışmalarına odaklanmaktadır. Her ne kadar bu liderlerin girişimleri fiiliyatta bir Kürt devleti veya otonomi ile sonuçlanamasa da, bu çalışma, Sevr Antlaşması’na giden yolda diplomatik ve siyasi tecrübeleri ve bağlantılarıyla Osmanlı bakiyesi olan bölgelerden Paris barış görüşmelerine katılan diğer heyetlerin düzeyinde bir performans sergilediklerine vurgu yapmaktadır.