Yirminci yüzyılın ilk yarısında dört parçaya ayrılan Kürdistan coğrafyasındaki sömürgeci ülkelerin Kürt varlığına yönelik baskıları ve tehditlerine karşı büyük güçlerin Kürt ve Kürdistan’ın varlığına yönelik herhangi bir politikası olduğu söylenemez. Bu açıdan Kürdistan ve Kürt meselesi uluslararası bir mesele olmaktan uzak, içinde parçalı olarak bulundukları ülkelerin politikalarına terkedilmiştir. Ancak II. Dünya Savaşı sürecinde ve sonrasında Kürtlerin uluslaşma ve devletleşme süreçlerindeki mücadeleci çıkışları uluslararası güçler ve birçok araştırmacı için ilgi çeken konulardan biri olmuştur. Özellikle Ortadoğu coğrafyasındaki büyük güçlerin diplomatik ilişkileri ve dengeleri, devletsiz Kürtleri bu ülkeler için daha önemli hale getirmiştir. Muayyen devletlerin iç meselesi olarak değerlendirilen Kürtler ve Kürdistan meselesi, büyük güçlerin mücadelesinde ilk defa diplomatik ilişkilerde ülkelerin genel politikasında önemli bir mevzu olarak yer almıştır. Uluslararası güçlerin çıkar mücadelesi, örgütlü Kürt liderlerin ve grupların çabalarıyla kısa süreli de olsa İran Kürdistan’ında Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.