Ağustos - Eylül 2012

2. Sayı

Kürtler ve Kürdistan tarihi zamanları tecrübe ediyor. Osmanlı Kürtlerini üç ulus devletin mensubu kılıp, uzun vadede tarihe gömmeye niyet eden 1. Dünya Savaşı sonrası statüko, 2003’te Irak’ta aldığı ilk darbeyi hazmedemeden ikinci bir darbe aldı; üstelik pek de beklenmedik bir yerden, Suriye’den. Irak Kürtlerinin ardından ‘özgürleşme’ sırası Suriye Kürtlerine gelmiş görünüyor.

Suriye Kürtlerinin ‘özgürleşme’ imkanlarını yokladığı günlere denk gelen ikinci sayımızda mevzuya esastan dokunan bir yazı ne yazık ki yok. Şeyh Sait ayaklanmasının ardından uzunca bir zaman Kürt siyasetinin önemli isimlerine ve örgütlerine ev sahipliği eden Suriye’ye, Ahmet Serdar Aktürk’ün Celadet Âli Bedirhan yazısında ve Hoybun’un kuruluşunu hatırlatan tarihte iki ay bölümümüzde ancak kıyısından bucağından değinebildik.

Suriye Kürtleri ve Kürdistanı mevzuundaki eksikliğimizi sonraki sayılarda telafi etmeyi ümit ederek ikinci sayıdaki yazılardan bahsedeyim. İlk sayıda olduğu gibi, hem çok çeşitli, hem de çok önemli yazılar var ikinci sayıda. Metin Yüksel’in Mela Enwer yazısı melalık kurumu üzerine önemli bir akademik metin. Melalık ve melalar meselesini önümüzdeki sayılara taşımak niyetindeyiz. Osmanlı’da Kürt tiyatrosu herhalde çok az kişinin haberdar olduğu bir mevzuydu. Cafer Sarıkaya 1893 Şikago Dünya fuarında sahnelenen Kürt tiyatrosunu yazdı. Yusuf Kılınç’ın ilk Kürt filmi Zerê yazısı da 1926’da çekilen Kürtlere dair ilk filmin hikayesini aktarıyor.

Dergideki çok önemli bir başka yazı da Aziz Efendi ıslahatnamesiyle ilgili. Önder Beyter ve Rêzan Ekinci’nin harika bir iş çıkarıp günümüz Türkçesine çevirdikleri bu metin Osmanlı merkeziyle Kürt egemenleri arasındaki ilişkinin dinamikliğini göstermesi açısından çok önemli. Mehmet Bayrak her zamanki enerjisi ve cömertliğiyle Kürtlerin görsel hafızasını dergimize taşımaya devam ediyor. Bu sayıda da Toros Kürtleri üzerine bol fotoğraflı bir yazısı var.

Bu sayıdaki söyleşimizde Nilay Özok’la Kürt tarih yazımı üzerine konuştuk. Önemli tespitler içeren bu söyleşiden bir alıntıyla bitireyim: Kürt tarihi tarihçilerini bekliyor. Kürt Tarihi dergisi de müstakbel yazarlarını...

MESUT YEĞEN

  • Bu içeriği paylaşmak ister misiniz?