Ocak ayı başında yayımlanması gereken 28. sayıyı, üç aylık bir gecikmeyle, ancak bugünlerde, Nisan başında yayımlayabiliyoruz. Gecikmenin nedeni meçhul değil. Derginin satış rakamları son bir senede azar azar düştü ve dergiyi mali olarak çekip çevirmeyi imkansız kıldı. Malum, Kürt Tarihi yayına başladığı ilk günden bugüne kendi yağıyla kavrulan, reklam gelirleri olmayan bir dergi oldu. Ancak, Kürt meselesinin girmiş olduğu rotayla ilişkili olsa gerek, derginin satışları son bir senede peyderpey düştü ve derginin yayımlanmasını mümkün olmaktan çıkardı. Oluşan bu durumun ardından derginin yayınını bir müddet durdurmayı planlarken, İsmail Beşikçi Vakfı yöneticileri sağ olsunlar alaka gösterdiler ve derginin yayında kalmasını sağlayacak mali desteği sağladılar. Kürt Tarihi dergisi bu sayıyla beraber İsmail Beşikçi Vakfı’nca yayımlanacak, bir İsmail Beşikçi Vakfı yayını olacak. Gösterdikleri alaka ve verdikleri destek için İsmail Beşikçi’ye ve İsmail Beşikçi Vakfı’na müteşekkiriz. Bu vesileyle dergi olarak herkese bir çağrıda bulunalım: Kürt Tarihi dergisinin hem okura hem yazara ihtiyacı var.
28. sayının içeriğine gelince... Bu sayıda bir dosyamız yok. Ama her zaman olduğu gibi hem enteresan hem de önemli yazılar var. Rohat Alakom yine ince işçilik içeren “Vikingler ve Kürtler” yazısında bu kez İskandinav halklarının ataları Vikinglerin Kürtlerle temasının tarihteki izlerini sürüyor. Bizans İmparatorluğu devrinde Anadolu’da paralı askerler olarak savaşan zamanın Vikingleri Kürtlerle temaslarının izlerini belli ki anavatanlarına, İskandinavya’ya, İsveç’e kadar taşımışlar. Mehmet Bayrak’ın “Gomitas” yazısı ise bir yandan Kütahya doğumlu Osmanlı vatandaşı Komitas Vartaped’in epey trajik hayat hikayesini bir kez daha hatırlatıyor, bir yandan da Bayrak’ın Gomidas’ın Kürt müziği üzerine Berlin Üniversitesi’nde yazdığı anlaşılan doktora tezinin peşine düşme hikayesini anlatıyor. Tutkulu bir arşivcinin hikayesi olarak da okunabilecek bir yazı.
Haluk Öztürk’ün Ağrı ayaklanmasının önemli figürlerinden dedesi Halis Bey üzerine yazdığı metnin kıymeti okur okumaz anlaşılıyor. Çalışma hem bu önemli şahsın etraflı bir biyografisini içeriyor hem de Ağrı ayaklanmasını değerlendiriyor. Serhat Alan Merwani’nin “Puşkin Kürtler Arasında” yazısı “keşke, biraz daha uzun olsaydı” dedirten cinsten ve merak uyandıran bir metin. Merwani, 1829’da Rus ordusunda genç bir subay olarak Erzurum’a kadar gelen büyük Rus yazarı Aleksandr Puşkin’in Erzurum Yolculuğu adıyla kitaplaştırdığı izlenimlerini, bilhassa da bölgedeki Ezidi Kürtlerine dair izlenimlerini aktarıyor. Cemalettin Canlı’nın Medreset’üz-zehra’yla ilgili yazısı ise Bediüzzaman’a ve Münazarat’ına dair ‘içeriden’ bir yazı ve tartışılması gereken, kıymetli değerlendirmeler içeriyor. Kürt Tarihi’nin 26. ve 27. sayılarında yer verdiğimiz dengbejlik dosyasına ilişkin meseleye vakıf ve oturaklı bir eleştiri de bu sayıda yer alıyor. Avaşin Yorulmaz’ın eleştiri ve uyarıları mevzu üzerine düşünen ve çalışan herkesin ilgisini çekecek mahiyette. Son olarak bir de kitap tanıtım yazımız var. Mesud Serfiraz Selim Temo’nun Kürtçe aslından çevirdiği ve geçen yıl Everest Yayınları tarafından yayımlanan Mem û Zîn kitabını tanıtıyor.
29. sayıda buluşmak üzere...
MESUT YEĞEN