EDİTÖR YAZISI
Kürt Tarihi’nin 44. sayısını hazırlarken hiç beklenmedik, kötü bir haber aldık. Dergimizin yayın kurulu üyesi, Kürt Çalışmaları’nın mümtaz ismi Kadri Yıldırım’ı vakitsizce kaybettik. Tanıyanlar bilir, Kadri Yıldırım ‘derya’ sıfatıyla anılmayı hak eden, çok şey bilen, çok çalışkan, çok üretken bir bilim insanıydı. Kürt Çalışmaları’na yapacağı daha büyük katkılar varken kaybettik Kadri Hoca’yı. Başımız sağ olsun.
44. sayıyı hazırlarken Kürt Çalışmaları’yla meşgul olanları da ilgilendiren bir polemik cereyan etti. Ermeni soykırımıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan tarihçi Taner Akçam soykırım öncesi dönemde Kürt egemenleriyle Ermeni köylüler arasındaki ilişkilerin yapısına dair tartışmalı bir iddia ortaya attı. İddia etrafında gelişen polemik Akçam’ın da katkısıyla giderek tatsızlaşırken, Ermeni soykırımına Kürtlerin dahliyle ilgili önemli çalışmaların müellifi Fırat Aydınkaya Kürt Tarihi için mevzuya dair önemli bir yazı yazdı. Aydınkaya’nın yazısı meseleyle ilgili tartışmanın hem metodolojisine hem de içeriğine dair kritik müdahalelerde bulunuyor. Ciddiyetle okunmasında fayda var.
Bu sayıda yer verdiğimiz diğer yazılara gelince... Hüsnü Gürbey ve Mahsuni Gül’ün bir arşiv belgesi üzerinden kaleme aldıkları çalışma Kürdistan’ın İngiliz işgalindeki kısmında gerçekleşen Şeyh Mahmut Berzenci ayaklanmasına ve ayaklanmaya dönemin Ankara hükümetinin gösterdiği ilgiye dair önemli bir değerlendirme niteliğinde. Rohat Alakom’un “Serpêhatiya Levhayeke Kincên Rohilatê” başlıklı yazısı, aralarında Kırım Savaşı’na katılmak üzere İstanbul’a gelen ve Kürdistan kahramanı sıfatıyla anılan Fata Reş’in de olduğu figürlerin resmedildiği bir illustrasyonun enteresan macerasını hikaye ediyor. Nasruddewle Mardux’un ilk iki kısmını önceki iki sayıda yayımladığımız Kürdistan teriminin tarih boyunca nasıl kullanıldığına dair çalışması bu sayıda tamamlanıyor.
44. sayının diğer yazıları 43. sayıdaki dosyanın devamı niteliğinde. Editörlüğünü Murat Issı’nın yaptığı Kürt-Yunan ilişkileri dosyasının bu ikinci kısmında dört yazı yer alıyor. Murat Issı’nın yazısı meşhur Serbesti gazetesinin sahibi Mevlanzade Rıfat’ın önce Mısır ardından Atina’daki sürgünlük zamanları ve Atina’da çıkardığı Faruk ve Cihad gazeteleri hakkında kıymetli bir inceleme. Tahirxan Giravî’nin çalışması ise II. Dünya Savaşı sonrasında Yunanistan’da faaliyet gösteren Kürt öğrenci inisiyatiflerini ele alıyor. Giravî bu dosya için yazdığı diğer yazısında Selanik’te yaşayan ressam ve grafiker Serhad Bapîr’i tanıtıyor. Dosya için yazdığı ikinci yazıda Murat Issı da babası Pontus’lu annesi Kürt, Emîn Raşîd’i (Xalo Emîn) tanıtıyor. Doğduğu Serêkaniye’ye dönme hayalini kurarken 2020’de vefat eden Xalo Emin Yunanistan’daki Kürt cemaatinde öne çıkmış simalardan biri.
45. sayıda buluşmak üzere...