Geçen sayımızda olduğu gibi bu kez de yayın periyodumuzu yakalayabilmek için 56 ve 57. sayılarımızı birlikte yayınlıyoruz.
54 ve 55. sayılarımızda, Kürtler açasından çok kritik bir periyod olan 1918-1925 yılları arasına odaklanmıştık. Bu sayımızda da belirtilen dönemde Kürtler ve Kürt mücadelesi açısından büyük bir önem taşıyan Azadi Örgütü ve Cibranlı Halit Beyle ilgili iki yazıya yer veriyoruz.
Mahmut Akyürekli, Cibranlı Halit Beye ait ve bugüne kadar yayınlanmamış mektupları da içeren önemli bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulunuyor. Cibranlı Halit Bey’in Mustafa Kemal’e yazdığı ve ilk kez yayınlanmakta olan bu mektupların yanında, Halit Bey’in ATESE Arşivinde yer alan Sicil kaydı da böylece ilk kez okuyucunun karşısına çıkıyor. Akyürekli, yazısında, Halit Bey’in 1920’lerden itibaren, Millî Mücadeleye ve Mustafa Kemal hareketine bakışını, Azadi örgütünün hangi şartlarda ve nasıl ortaya çıktığını ve örgütün ifşa oluş sürecini ele alıyor. Tahsin Sever ise Halit Bey’in idam edilişinin yüzüncü yılı anısına yazdığı değerli bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundu. Sever, yazısında, yaşanan olaylar ve gelişmelerle birlikte, Halit Bey’in fikir dünyasını, karakterini ve bu dönemde gösterdiği kararlı duruşu ele alıyor.
Yine dönemin en önemli ve belki de en tartışmalı Kürt aydınlarından biri olan Mevlanzade Rıfat hakkında Murat Issı’nın bir yazısına yer veriyoruz. Issı, Mevlanzade’nin biyografisine, yeni belgeler ışığında çok önemli bir katkıda bulunurken, dönemin Kürt aydınlarını nasıl değerlendirmemiz gerektiğine dair de önemli bir tartışma açıyor.
Bu sayımızda Kürtler, kitaplar, kütüphaneler ve Kürt çalışmaları ile ilgili iki değerli yazı bulunuyor. Metin Yüksel, Kürt kültürü denilince akla ilk olarak sözlü geleneğin geldiğini ve bu durumun Kürtleri “folklorik” bir öğeye indirgediğini belirterek, Kürtlerin yazılı edebiyatına, kültürüne ve Kürt alimlerinin kütüphanelerine odaklanan ufuk açıcı ve bilgilendirici bir yazı kaleme aldı. Nasruddewle Mardux ise 10. yüz yıldan bugüne Kürtler hakkında yapılmış çalışmaları ele alan çok kapsamlı bir bibliyografya çalışmasıyla bu sayımıza katkıda bulundu. Bu iki yazı, sanıldığının aksine Kürtlere ait çok kapsamlı bir yazı ve kitap geleneğinin olduğunu açıkça ortaya koymakta.
Peter J. Bumke’nin, 1970’li yıllarda Tunceli Mazgirt’te yaptığı alan çalışmasını içeren “Tarih ve Nesil: Kürt Örneği” yazısı daha önce Kürt Araştırmaları Dergisinde online olarak yayınlanmıştı. Ancak bu değerli sosyal antropoloji çalışmasına dergimizin bu sayasında yer vermeyi önemli bulduk. Bumke bu çalışmasında, 1970’li yıllarında bölgenin siyasi, ekonomik, toplumsal ve dinsel görünümüne dair çok önemli tespitlerde bulunuyor. Ayrıca günümüzde yapılması gereken benzer çalışmalar açısından da kusursuz bir örnek sunuyor.
Marouf Cabi, dergimiz için, Rıza Şah Döneminde İran Kürdistanı’nı ele alan çok önemli bir yazıyla bu sayımıza katkıda bulundu. Rıza Şah dönemiyle birlikte, Kürtler açısından, biraz da Türkiye’ye benzer bir şekilde yaşanan, modern devletin inşası ve Kürt kimliğinin inkârı süreçlerinin, İran Kürdistan’ı üzerindeki etkilerini ele alan yazı, İran Kürdistan’ında bu gün yaşananları anlamamız açısından da önemli ip uçları sunuyor.
Bu sayımızda Kürt tarihçiliği açısından önem arz eden iki yeni sayılabilecek kitabın kritiğini yayınlıyoruz. Bülent Küçük, Veli Yadırgı’nın 2017 yılında yayınlanan önemli kitabı “The Political Economy of the Kurds of Turkey: From the Ottoman Empire to the Republic of Turkey” kitabıyla ilgili çok kapsamlı bir kritik kaleme aldı. Bundan önceki sayılarımıza da çok değerli katkıları olan Vahap Coşkun, Mahmut Akyürekli’nin “Binbaşı Kasım’ın Hatıraları” kitabını değerlendiren bir yazıyla katkısını sürdürdü.
Yeni sayılarımızda buluşmak üzere…
ALİŞAN AKPINAR