Kürt milliyetçilerinin yirminci yüzyılda, Osmanlı devletinden ayrılma düşüncesini ancak Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarında dile getirdiği genellikle kabul edilir. Buna karşın Bedirhanzade Abdürrezak (1864-1918) başta olmak üzere Bedirhani ailesine mensup Hüseyin Kenan Paşa, Hasan Fevzi, Yusuf Kamil, Süleyman ve onlarla birlikte hareket eden Kürtlerin düşünce ve çalışmaları bu çerçevenin dışındadır. Bu Bedirhanzadeler Birinci Dünya Savaşı’ndan önce (1910-1913) Kürdistan’a gider ve düşüncelerini gerçekleştirmek için Osmanlı yönetimine karşı mücadele eder; ömürleri kısa süren birkaç örgüt kurup, birkaç ayaklanma teşebbüsünde bulunurlar. Bedirhanzade Süleyman o çalışmaları sırasında Osmanlılar tarafından öldürülür.
Sözünü ettiğimiz kısa ömürlü çalışmalar içinde “Qomîta Kurdan” (1914), yani Kürt Komitesi birkaç özelliğinden dolayı özgündür. Daha önce kurulan Kürt örgütlerinin adları Türkçe olduğu halde bu örgütün adının Kürtçe olduğu örgütün bir mühründen anlaşılıyor. Keza daha önce kurulan Kürt örgütleri çalışmalarını legal alanda sürdürürken Qomîta Kurdan çalışmalarını illegal olarak ve silahlı mücadeleyi de içeren biçimde sürdürmüştür. Ayrıca o zamana kadar kurulan Kürt örgütleri, Osmanlı devleti sınırları içinde kalmak suretiyle bazı haklar talep ederken bu örgütün yöneticileri Kürdistan’ın en azından bir bölümünü Osmanlı devletinden ayırmayı, Rusya himayesinde otonom bir Kürt yönetimi kurmayı hedeflemişlerdir.
Sözünü ettiğimiz Bedirhanzadelerin Kürdistan’a gidişi ve oradaki çalışmaları farklı tarihlere rastlar. Çalışma alanları da farklıdır. Bu yazıda kısaca Qomîta Kurdan üzerinde duracağız. Önce, adı geçen Bedirhanzadelerin en aktifi ve bu komitenin lideri olduğu anlaşılan Abdürrezak’ın çalışmalarını kendi otobiyografik[1] anlatımından yararlanarak özetle hatırlayalım:…