Kürtlerin kendileri ne ilişkin bilgileri, maruz kaldıkları oryantalizm, emperyalizm, Almanların Aryanlık mühendisliği ve Kemalist inkâr ve asimilasyon uygulamaları gibi süreçlerden sonra hiyerarşik olarak dışsal bilginin gerisinde kalmıştır. Diğer bir ifadeyle Kürtler, hususen Zazalar, epeydir kendilerine ilişkin bilginin kaynağı olmaktan çıkarıldı. Dolayısıyla Kürtler kendilerine ilişkin bilginin öznesi olmaktan çıkarılıp bir tanımlanma nesnesine dönüştürüldüler. Bu nedenle kasten kışkırtıcı bir başlık seçiyorum. Annemin Bilgisinde Zazalar yerine “Almanların Araştırmalarında Zazalar” ya da “Oscar Mann’nın Çalışmalarında Zazaca” şeklinde başlıklar olsaydı daha bilimsel bir içeriğe gönderme yapacağı muhakkaktır. Bu başlık, Zazalara ilişkin bilgi için bir Zaza Kürdünü, üstelik bir kadını kaynak olarak göstermektedir. 1800’lerden itibaren birçok batılı araştırmacı özellikle de Alman oryantalistleri (Almanya ve Avusturya) Zazaları araştırma konusu yaptılar. Zaza araştırmalarında Peter I. Lerch, Friderich Müller, Friderich von Spiegel, Albert von Coq, Oscar Mann ve Karl Hadank gibi isimler, akademik camiada daha fazla bilinen isimlerden birkaçıdır. Friderich von Spiegel dışında araştırmacıların çoğu Zazaca üzerinde çalışmıştır. Çalışmaların çoğu Zazaca derlemeler olmakla birlikte Friderich Müller ve Karl Hadank daha ziyade Zazaca ile ilgili gramatik çözümlemeler yapmışlardır. Diğer bir ifadeyle Almanlar etnisite çalışmamış, dilsel materyal toplamış ve bu materyal üzerine yoğunlaşmışlardır. Oysa Almanların bu çalışmaları Türkiye’de etnisite üzerine yapılan tartışmalarda kullanılmış, bir bakıma bu bilgiler suiistimal edilmiştir. Bunu önlemek için Alman dilbilimci Ludwing Paul açıklama yapma gereği duymuş ve katıldığı bazı seminerlerde Almanların yaklaşımını açıklamaya çalışmıştır. Fakat bu tartışmalarda Batılı kaynakların suistimali aynı zamanda söz konusu kaynakların sorgulanmaz şekilde kullanılması ile sonuçlanmıştır. Hatta bundan yararlanan bazı misyonerler kendilerini dilbilimci olarak yutturmayı da başarmıştır.