DUYGU ATLAS & BAHAR BAŞER 45. Sayı / 3:00
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KÜRDİSTAN YAHUDİLERİ: ULUSÖTESİ KİMLİKLER VE KÜLTÜREL MİRAS

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KÜRDİSTAN YAHUDİLERİ: ULUSÖTESİ KİMLİKLER VE KÜLTÜREL MİRAS

Yukarıdaki sözlerin sahibi 19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başlarında doğmuş Geverli Ovadya Yadidya’dır. Kendisi, I. Dünya Savaşı zamanında Osmanlılar, Ruslar ve Ermeniler arasında giderek yükselen tansiyon sonucu bölgeden göç etmek zorunda kalan Naş Didan Yahudi cemaatindendir. Salmas ve Solduz’dan başlayarak Urmiye çevresi, Gever ve Başkale’yi de içine alan bölgede yaşayan Naş Didan Yahudileri, Aramicenin Lişan Didan denilen bir lehçesini konuşurlardı. Yadidya’nın anlattıklarına göre, gençleri okul niyetine odalarda toplanır, Bağdat’tan ya da Kudüs’ten gelen dini kitaplardan dua etmeyi öğrenirlerdi. Yetişkin Yahudilerin çoğu “tüccar yahut seyyar satıcı ya da bağ, tarla, koyun sahibiydi.”

Ancak savaşın patlak vermesiyle Gever’i terk etmek zorunda kalır Yadidya ve ailesi. Nakit para dışında tüm mal ve mülklerini geride bırakırlar. Eşekler ve katırlar üzerinde göç başlar. Geride bıraktıkları sinagogları, içindeki Torah’lar ve hazanın 100 yaşındaki annesi ile birlikte, Ruslar tarafından yakılır. Kafilemiz, ismini ya da nereli olduğunu Yadidya’nın belirtmediği bir Kürt şeyhinin koruması altına girer bu dönemde. Savaşın bitiminde ise “Eretz Yisrael”den haberler gelmeye başlar. “Orada bir Yahudi hükümetinin ve Yahudi kralının olduğu” söylencesi dolaşır. Bahsedilen “Yahudi kralı” Birleşik Krallık’ın Filistin Yüksek Komiser’i Herbert Samuel’den başkası değildir.
Bu haberi aldıktan sonra, Geverli kafilemiz Filistin’e göç etmeye karar verir. Kerkük, Süleymaniye, Kifri ve Bağdat üzerinden Basra’ya ulaşırlar. Burada Filistin’e göç etmeyi beklerken, Filistin’den “Durumu olmayanları göndermeyin” diye bir emir gelmesiyle kafilemiz kendini Mumbai’de bulur. Üç yıla yakın bir süreyi Hindistan’da bekleyerek geçirdikten sonra en sonunda Filistin için onay gelir. Ama yaşadıkları macera bununla da bitmez. Aden üzerinden yaptıkları geri dönüş yolculuğunda kendilerini Müslüman bir hacı kafilesinin içinde bulurlar. Yahudi oldukları anlaşılınca limanda indirilip hemen polis karakoluna götürülürler. Yadidya, infaz edileceklerinden emindir. Ama sonunda orada bulunan Yahudi sandıkları bir Ermeni ve İzmirli mi Adanalı mı olduğunu Yadidya’nın hatırlayamadığı bir Sefarad Yahudisinin yardımlarıyla serbest bırakılırlar. Sonunda Filistin’e vardıklarında sene 1922’dir
 


Devamı Kürt Tarihi Dergisi'nin 45. Sayısında

  • Bu içeriği paylaşmak ister misiniz?