Server Işık 29. Sayı / 9:00
İlk Kürtçe Şiir Antolojisi

İlk Kürtçe Şiir Antolojisi

Günümüz Kürt edebiyatına dair en yaygın kanaat Kürt edebiyatının sözlü bir edebiyat olduğudur. 1980’li ve 1990’lı yıllarda sıklıkla dile getirilen ve bugün de büyük ölçüde varlığını koruyan bu savın yaygınlık kazanmasında en önemli pay şüphesiz Kürt aydınlarına aittir. Bu savın oluşumun en önemli sebebi yakın dönem Kürt aydınlarının entelektüel formasyonları itibarıyla ile Arap alfabesi ile vücuda getirilmiş Kürtçe eserlere ulaşamamış olmalardır. Bu yazıda tanıtmaya çalışacağımız 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yayımlanmış olan ilk Kürtçe edebiyat antolojisi Encümen-i Edîbân-ı Kürd yazılı Kürt edebiyatının varlığını ve canlılığını gösteren en güzel örneklerden biridir. Edebiyat antolojileri bir dilin edebi üretiminin bir çeşit sergisidirler ve dilin oluşturmuş olduğu edebi birikimi topluca tanıtma amacı taşırlar. Onun için bir dilin gelişimini, genişlemesini, incelmesini, eser üretimini antolojiler üzerinden izlemek mümkündür. Kürtçe tarihi ve siyasi bir çok sebebe binaen komşu diller olan Arapça, Farsça ve Türkçe kadar yazılı eser üretememiştir. Klasik dönem Kürt edebiyatı söz konusu olduğunda bu durumun en önemli sebebinin patronaj sisteminin zayıflığı, çoğu zaman yokluğu, olduğu açık. Söz konusu dönemde edebi eserlerin çoğunlukla saray ve çevresinde vücuda getirildiği ve desteklendiği biliniyor. Bununla beraber Kürt edebiyatının azımsanmayacak bir yazılı edebi birikime sahip olduğu da açık. Bu yazılı edebiyatın ana formu tüm doğu dünyasında olduğu gibi şiirdir. Klasik Kürt şiirinin en canlı olduğu dönem ise 19 yüzyıldır. Bu dönemde Kurmanci, Sorani ve Gorani lehçelerinde önemli eserler yazılmıştır. İşte 19. yüzyıl Kürt edebiyatının birikimini en güzel sergileyen örneklerden biri ilk Kürtçe şiir antolojisi olma vasfı taşıyan Emin Feyzi Bey’in hazırlamış olduğu Encümen-i Edîbân-ı Kürd (Kürt Edebiyatçılar Topluluğu) isimli eserdir. Encümen-i Edîbân-ı Kürd Arap harfleri ile 1923’te (h.1339) İstanbul’da Tercümân-ı Hakikat Matbaası’nda basılmıştır.

Kendisi de şair olan Süleymaniyeli Emin Feyzi Bey’in hazırlamış olduğu Encümen-i Edîbân-ı Kürd aslında Sorani lehçesinde yazan şairlerin şiirlerinden yapılmış bir seçki. Bu yüzden antolojide yer alan şairler, Baban emirliğinin kontrolündeki Süleymaniye ve civarındaki bölgede doğmuş şairler. Yazarın antolojisi bize Baban Emirliği himayesinde Sorani şiirinin 19. yüzyılda nasıl bir atılım yaptığını da gösteriyor. Yazar, 142 sayfalık antolojide Molla Hıdır (Nâlî), Mevlana Ziyaeddin Şeyh Halid, Seyyid Abdurrahim (Mevlevî), Şeyh Rıza Talabani, Ahmed-i Gor, Kürdî, Molla Salih (Âhî), Hicrî, Sâlim gibi önemli şairlere yer vermiş. Antolojide şiirlerine yer verilen şairler hakkında kısa biyografik bilgiler de bulunuyor. Encümen-i Edîbân-ı Kürd kendisinden sonra hazırlanan diğer antolojiler gibi Kürt edebiyatının aslında sözlü bir edebiyat olduğu şeklindeki yaygın kanaatin/ yargının sanıldığı kadar doğru olmadığını gösteriyor. Halihazırda elimizde okuyucu ile buluşmayı bekleyen modern dönem öncesi üretilmiş azımsanmayacak sayıda eser mevcut. Hem Encümen-i Edîbân-ı Kürd’ün hem de yayımlanmamış diğer Kürtçe eserlerin yayımlanarak okuyucularla buluşturulması yayınevlerinin Kürtçeye ve Kürt edebiyatına önemli bir katkısı olacaktır.

Sorani şiirinin gelişiminde hayati rol oynayan Soran Emirliği 1781 yılında Süleymaniye’yi başkent yaptıktan sonra şehir, hızla bölgenin en önemli kültür merkezi haline geldi ve Baban emirlerinin desteği ile önemli bir edebiyat vücuda getirildi. Aslında Sorani, Kürtçenin lehçeleri içinde yazılı üretim söz konusu olduğunda en yeni olan lehçedir. İlk Sorani eserler 19. yüzyılda yazılmıştır ve Soranicenin ilk büyük şairi, Nali mahlasını kullanan Molla Hıdır’dır. Soranice 20 yüzyılda da bu hızlı gelişimini sürdürmüş, Irak ve İran Kürtleri arasında basın ve yayın alanında başat bir konuma yükselmiştir. Encümen-i Edîbân-ı Kürd’ün kapağındaki; “mîr-i mûmâileyh yekîke le mütekâidîn-i umûr-ı askeriye ve le havas-ı Süleymaniye” ifadesi ile yazar Emin Feyzi, Süleymaniyeli bir Kürt ve emekli Osmanlı subayı olduğunu ifade ediyor. İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Son Asır Türk Şairleri1 isimli eserinde Süleyman Nazif vasıtası ile tanıştığı Emin Feyzi Bey ilgili önemli bilgilere yer verir ve kendisinden sitayişle bahseder. İbnülemin’in yazdığına göre Mehmet Emin Feyzi Bey 1861/1862’de (1281) Derviş Abdülkadir Ağa’nın oğlu olarak Süleymaniye’de doğdu. Bağdat Askeri İdadisi’ndeki eğitiminden sonra İstanbul’a gelerek mühendishanenin topçu kısmına girdi. 1882’de mülâzım-ı evvel (üsteğmen) rütbesi ile mezun oldu. Bağdat’taki askeri rüştiyede hesap ve coğrafya, Kuleli Askeri Lisesi’nde kitabet hocalığı yaptı. 27 Nisan 1911’de Musul Sahra Topçu Alayı Komutanlığı’na tayin edildi. Edebiyat ve matematik ile uğraştığından görevini ihmal ettiği suçlaması ile 1913’te emekli edilerek açığa alındı.

Yakın dostu Süleyman Nazif ’in ısrarı ile 4 ay Musul Belediye Mühendisi olarak çalıştı. Daha sonra tedavi ve gezi amaçlı olarak Viyana ve Paris’e gitti. I. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine İstanbul’a geri döndü. Bir süre Halep ve Musul’da kaldı. Daha sonra zorluk içinde Konya üzerinden İstanbul’a döndü. Hayatı boyunca hastalıklarla boğuşan ve sıkıntı içinde yaşayan Emin Feyzi Bey son zamanlarında Üsküdar’da bir handa kaldı. Hastalıkları sebebiyle Haydarpaşa, Bursa, Gümüşsuyu, Gurabâ-yı Müslimîn hastanelerine, ardından Bakırköy Akıl Hastalıkları Hastanesi’ne ve en son Darü’laceze’ye kaldırıldı. 6 Mayıs 1929’da burada hayatını kaybetti. Şeyh Rıza Talabani’nin şiir meclisine devam ederek ondan da istifade etmiş olan Emin Feyzi Bey’in Encümen-i Edîbân-ı Kürd’ün haricinde Şu’ûn-ı Kürdistân isimli Baban emirlerinin ve Kürtlerinin tarihini anlatan Kürtçe bir eseri daha vardır. Bir çok Türkçe eseri olan yazar kendi biyografisini de Eser-î Hayat-ı Feyzî Esef-i Zaman-ı Mazi adı ile kaleme almıştır.

 


Devamı Kürt Tarihi Dergisi'nin 29. Sayısında

  • Bu içeriği paylaşmak ister misiniz?