Bu kısa yazıda Diyarbakır’ın Çınar ve Bağlar ilçeleri ile Mardin’in Derik ilçesinin idari sınırları içerisinde yer alan ve Karacadağ etekleri boyunca uzanan bölgede yaşayan Dimilı Meheli Aşireti hakkında yazılı kaynaklarda geçen bilgiler paylaşılacak ve kritize edilecektir. Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı Dimilılerin köyleri aslında Karacadağ eteklerinden başlayıp Ürfa sınırına kadar devam etmektedir. Fakat burada mukim olan köylülere köyleri sorulduğunda onlar “Biz Çınarlıyız” demek yerine, genellik le “Biz Karacadağlıyız, köyümüz Karacadağ’ın eteklerindedir” derler. Mardin’in Derik ilçesine bağlı Dimilı köyleri ise yine Karacadağ eteklerinden Viranşehir ve Çınar sınırına kadar erişirler. Bu köyler de mukim olan köylüler de genellikle “Biz Karacadağlıyız” derler. Karacadağ’daki bazı Dimilı köyleri de resmiyette Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlıdır. Karacadağ Dimilıleri ya da başka bir deyişle Çınar, Derik ve Bağlar ilçelerine bağlı Dimilıler aşiret yapısı özelliği gösterirler ve bu Dimilılerin aşiretleri Meheli, Meheliyan ya da Me’lıc olarak adlandırılır. Bu isimlendirmeler sadece onların aşiretlerinin adı değildir, meskûn oldukları bölgenin de adıdır. Günümüzde altı kola ayrışmış bir şekilde mevcudi yetini koruyan ve kendi içlerinde farklı siyasi görüşlere ve tercihlere sahip Meheli Aşireti’nin kolları zaman zaman aşiretin kendi iç dokusundaki kavga ve kan davalarına rağmen dışarıdan gelen herhangi bir saldırı karşısında, aşiretlerine güçlü bir aidiyet hissi ve bağlılıkla birlikte hareket ederler. Meheli Aşireti için yaptığımız saha çalışmalarında edindiğimiz bilgilerden anladığımız kadarıyla aşiret mensupları için “kan bağı” ve “ortak bir ataya dayanma” fikri aşiret yapısı içerisinde başat özelliklerdir. Aşiret bugün altı kola ayrılmış olsa da aşiret mensupları ortak bir atadan (Şaweli Bey) türediklerine inanırlar, bu altı kol sülale niteliği taşımaktadır ki Meheliler yerel söyleyişle bunları ‘bawe/bab’ (baba) olarak tanımlarlar ve her ‘bawe’ kendi dedelerinin adıyla anılmaktadır. Meheli Aşireti içerisindeki her bir bawe de ‘segmenter sistemdeki ana dallara’ denk gelmektedir ve bu dallar bu bawe’ler üzerinden adlandırılmakla birlikte aşiretin genel adı olan Meheli sözcüğüne baktığımızda ise bu adlandırma Nejat Abdulla’nın da belirttiği gibi coğrafi bir tanımlamadır. Aşiretin genel adı coğrafik bir tanımlamaya dayansa da aşiret mensupları her defasında “kan bağının” altını çizerler. Bu konuda bir Meheli aşireti mensubu, kendi aşiretlerini ve bölgede etkin ve güçlü bir diğer aşiret olan Metinan aşiretini kıyaslayarak şöyle demiştir: “Bugün Meheli olarak ele alırsak aramızda dışarıdan gelen hiç kimse yoktur. Herkesin kökü/kökeni aynıdır. Bugün Metini dediğimizde, Mala Qasolar (Qaso Ailesi) Cızira Botan’dan geldiklerini belirtirler, Mala Heci Teyipler Irak’tan geldiklerini belirtirler, Mala Heci Bozağalardan Cemal Ürdun’den geldiklerini söyler. Yani aşıklar [çingene] Metinilerin içine gelmişlerdir ve adları Metini olmuştur halbuki dağın adı Metina idi, Metina Dağı (Çî yayê Metîna). Mesela şimdi Irak taraflarında da Metinan Dağı derler, yani dağın adı Metin imiş. Buraya her gelip konan Metinan demiştir, halbuki Metinanlıların her biri ayrı bir bölgedendir. Yani onların izini sürdüğümüzde akraba olan iki köy yoktur ya da aynı kandan olan kimse yoktur. Şimdi Meheli olarak ele alacak olursak aramızda ne muhacir vardır, ne yabancılar vardır ne de xerbliler [garp; batı] vardır” Meheli aşiretinin içinde aslen Kurmanc olup sonradan bu aşiretin içine gelip yerleşen birkaç köy vardır. Onlar da aşiret yapısının içinde yer almalarına rağmen hem onlar kendilerini tanımlarken dışarıdan geldiklerini vurgulama gereği duyarlar hem de diğer Meheliler onları tanımlarken aynı şekilde kökenlerinin Kurmanc olduğunu ve onların dışarıdan gelip aşirete karıştıklarını vurgulama gereği duyarlar. Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere Meheli aşiretinin yapısal dinamikleri içinde “kan bağı” ve “aynı/ortak atadan gelme” vurgusu çok güçlüdür. Meheliler için aşiret yapısı sosyoekonomik bir konfederasyon mahiyeti taşımaz. Aksine onlar aşiretin mevcut “homojen” yapısının bozulmaması taraftarıdırlar. Saha araştırmalarımızda bir Meheli aşireti üyesinin anlattığı kadarıyla bir kan davası olayı sonrasında [belki de daha farklı bir aşiret içi olay] Meheli aşiretine komşu olan Herbeli köyü sakinleri de aşiretle birlikte hareket etmek istemişler fakat aşiretten olumsuz cevap almışlardır: “Hacı Cano ailesinin çocuklarının [olayı] zamanında bir keresin de Herbeliler bize dediler ki ‘Biz de sizinle birlikte pay verelim.’ Bizden Hacı Fettah bunu kabul etmeyip ‘Bu sefer bekleyin!’ dedi. Yani biz kendimize yeteriz, nüfusumuz fazladır, çok fazla insanın bize yapışmasını istemeyiz. Biz kendi işimizi kendimiz görebiliriz.”