FAİK BULUT  45. Sayı / 2:00
MEHMET BAYRAK VEYA UZUN MENZİLLİ “DEMİR ÇARIKLI DERVİŞ”İN HİKÂYESİ

MEHMET BAYRAK VEYA UZUN MENZİLLİ “DEMİR ÇARIKLI DERVİŞ”İN HİKÂYESİ

Halkının acısını, derdini, davasını, umudunu ve sevdasını yüreğinde taşıyan aydınlar, masallarda anlatılan “demir çarıklı dervişler” misali, bir menzilden diğerine ömür boyu yürüyüşlerini sürdürürler. Uğradıkları her menzilde molalar vermeleri yorgunluktan değil; uğruna baş koyulan hakikati, bilmeyenlere ve kendi halkına anlatarak onlara bir umut ışığı olma arzusu yüzündendir. Bu tür menzillerde veya “hakikat dergâhları”nda karşılaştığı kendisi gibi uzun yol dervişleriyle el ele, baş başa, gönül gönüle verip karşılıklı feyz almak içindir: Maksat, beşeriyet ile hayattan edindiği bilgi ve tecrübenin aktarımıdır. 
Mehmet Bayrak kumaşının dokusu, işte bu dervişane örüntüde gizlidir.

1980’lerin sonu ve 1990’ların başında kendisiyle ilk kez karşılaştım. Daha sonraları birkaç kez rastlantısal buluşmalarımız oldu. Biricik planlı ziyaretim, Ankara’daki yayınevine uğradığımda gerçekleşti. İzleyen yıllarda Türkiye’de ve yurtdışında düzenlenen konferanslara birlikte konuşmacı sıfatıyla katıldığım da oldu ancak sayısı iki veya üçü geçmedi. Konferanslarını dinlerken onun hakkındaki ilk izlenimim şöy­leydi: Lo ew Mehmet Bayrak, mina mesela dapîr û qutiya wêye (Bu M. Bayrak, babaanne ile sandığı gibidir).

Evin büyüğü ve bilge kadını olan dapîr (büyükanne/nine) en değerli eşyalarını kilit altında tutup muhafaza eder ki içindekiler, kıymet bilmezin veya dost olmayan soysuzların (Kürtçesi neyâran û cêcan) eline düşmesin. Aynı dapîr, vakti zamanı gelince, sandıkta sakladığı hazine değerindeki nesneleri herkesle özenle paylaşmaktan da kaçınmaz. 
Nenenin sandığı dedik ama onu hafife almayın.
 


Devamı Kürt Tarihi Dergisi'nin 45. Sayısında

  • Bu içeriği paylaşmak ister misiniz?